1989 yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nde 7 arkadaş bir araya gelerek kurduğumuz MSÜ Dağcılık Kulübü’nün beni böylesi işlere soyunduracağını hiç tahmin etmezdim. Fakat yıllar geçtikçe çıktığın yüksek dağın arkasında gördüğün daha yüksek zirvenin arkasında da ne olduğunu merak etmek, bitmek bilmeyen bir harekete geçme motivasyonu kazandırıyor. Daha kendi dağlarımıza gitmek için zar zor imkan bulurken Türkiye Dağcılık Federasyonu eğitimleri aracılığı ile dağlara gitme şansı yakalayabiliyorduk. Henüz İstanbul’da Lino ve Daspor’dan başka malzeme temin edecek yer yokken gelişen ve Ahmet Mecit Doğru hocanın Lenin hikayelerinden başka bir şey bilmiyorken dağcılık camiasında yüksek irtifa hayali kurmak Uğur, Nasuh, Serhan gibi bir avuç deliye kalmıştı. Birlikte eğitimler aldığımız ve Demavend ilk Türk kış çıkışını yaptığımız Nasuh, Kar Leoparı olduğunu anlattığında öylesi bir hedef 1996 yılında sadece uzak bir hayaldi. Aslından 1997 yılından beri partner olduğumuz Özgür Keskin ile 2008 yılında Lenin zirvesine çıkmamız bizi 7000’ler konusunda cesaretlendirmişti ve onun arkasındaki yüksek zirveyi merak eder olmuştuk. 2009 yılında Khan Tengri (7010m) kuzeyinden yaptığımız tırmanış, 5850m boynunda sert hava yüzünden sonlandığında bir yılgınlık oluşmuştu. Her 7000’lik kolay lokma değildi. Bu yılgınlık 2017 yılında üç kişi planladığımız ama son anda vize yüzünden uçağa 2 kişi binebildiğimiz o saçma durumda, Komunizm (İsmail Somoni) (7495m) ve Korjenesvkaya (7105m) zirvelerini çıkınca üzerimizden sıyrıldı. Artık 2018 yılında Khan Tengri ile bu sefer güneyinden hesaplaşırken özgüven çok daha yüksekti. Hatta öylesine yüksekti ki bizden 5 gün önce zirve yapan Özgür Keskin, Savaş Ekinci ve Özgür Akpınar 2 gece 6400m üzerinde bivak yapmışlardı. Bu macera bütün hiperbarik tedavilere karşın Savaş’a iki ayak parmağına mal oldu. Özgür Keskin ise operasyonsuz kararan parmaklarını kurtardıktan hemen sonra ben Pobeda’yı (7439m) telaffuz ettiğimde planlara başladı. Aslında Federasyon’un Gasherbrum I (8058m) aday kadrodan asıl kadroya seçilmemem çok işimize yaradı çünkü böylece birlikte tırmanış planı yapabilirdik. Aslında 7000’ler için geç sayılabilecek bir zamanda yani mayıs başında Pobeda tırmanışın tarihini netleştirdik. Kısa süre sonra Almanya’da yaşayan Esin Handal gidiş zamanımızı kesinleştirdiğimizi öğrenince ekibe dahil oldu. Ne de olsa o da 4 adet 7000’lik yapmıştı ve Kar Leoparı olma ideali peşindeydi. Böylece ekip temmuz başında antrenman amaçlı 7 gün süren ‘MSGSÜ Dağcılık Kulübü 30. Yılda 30 Zirve’ etkinliğine katıldı ve kondüsyonlu şekilde dağ ile yüzleşmeye hazırlandı.
POBEDA (7439m) Tırmanış Raporu
19 Temmuz 2019
Özgür, Esin ve Ben… Bişkek havaalanında karşılandık ve Ak-Sai bürosuna gittik. Burada kişi başı 1785 dolar helikopter ve ana kamp hizmeti için ödeme yaptıktan sonra büyük bir marketten yüksek irtifada yiyeceğimiz yemekler için alışveriş yaptık (kişi başı 40 dolar). 7,5 saatlik minibüs yolculuğu sonunda Karkara’da 2200 metrede yer alan toplanma kampına ulaştık.
20 Temmuz 2019
Sabah 2. Uçuş olarak saat 09.00’da helikopter ile 4000 metrede yer alan Güney İnelçek ana kampımıza ulaştık. Bu kampa 3. defa geliyoruz ve son olması hepimizin dileği. Bize verilen 2 kişilik tünel formlu ana kamp çadırlarına yerleşiyoruz ve hemen buzulu kazarak kendimize bir buzdolabı yapıyoruz. Etler, peynirler ve yumurtalar için bu gerekli zira buzul üzerinde de olsak gün içinde hava bazen 30 dereceleri buluyor.
21 Temmuz 2019
Yukarı götüreceğimiz çadırın tamiri dışında bir şey yapmadık. Azerbaycanlı bir tırmanıcı olan Rıfat’la çok sohbet ettik, o da Pobeda için buradaymış. Yukarıda 2. kampın hemen üstünden 10 kişilik bir Rus ekibinin çığ riski yüzünden döndüklerini öğreniyoruz.
22 Temmuz 2019
Kahvaltı sonrası uyum tırmanışı öncesi Pobeda 1. Kampına doğru 6 saatlik bir yürüyüş yapıyoruz. Bir saat kadar moren üzerinde yürüdükten sonra buzula girip uzun süre kramponlarla yürüyoruz. Kuzey yüzünden çok büyük bir serak çığı düşüyor, görüntü çok etkileyici.
24 Temmuz 2019
Uyum tırmanışı (aklimatizasyon) başladı. Geçen yıl tırmandığımız Khan Tengri’nin 6400 metrede yer alan 4. Kampına çıkıp 2 gece kalmayı planlıyoruz. Yolu bildiğimiz halde bayraklar ve önümüzde yürüyenlere bakarak 3 saatlik yolu 4,5 saatte alabildik. Hava sıcaktı bu yüzden çok fazla buzul deresinden geçtik. Eskiden ana kamp olarak da kullanılan 4200 metredeki bu alanda bol su bulunuyor.
25 Temmuz 2019
Rotanın bu kısmı için gece 02.00 gibi uyanıp 2. Kamp yakınındaki buzulda oluşabilen çığlar ve serak çığlarından sakınmak üzere görece az riskli olan günün ilk saatlerinde geçmek gerekiyor. Geçen yıl yağışlı ve sıcak bir günün geç saatlerinde bu noktadan geçerken 4 defa Chapaeva üzerinden üzerimize toz kar çığı düşmüştü, geçmeye çalıştığımız 60 derece eğimli buzul çatlağına bizi atmaması büyük şanstı. Geçen yıldan zihnimizde böyle bir anı varken yağışlı havayı görünce yola çıkmıyoruz. Bu yoğun kar yağışında yola çıkanlar var, kafa fenerlerine bakılırsa 7 kişi falan, herkes kendi riskini alıyor. Biz bütün günü çadırda geçirmeyi tercih ediyoruz, vaktimiz bol.
26 Temmuz 2019
Gece 02.00 gibi uyanıp toparlandık, kahvaltı ve çadırları toplama sonunda yola koyulmamız 04.00’ü buldu. Bizden önce yola çıkanların kafa fenerleri görülüyor, hava pırıl pırıl. Geçen yılki rotalar değişmiş. Bu normal üzerinde yürüdüğümüz mezozoik döneme ait buzul yaklaşık 300milyon yıllık ve üstten biriken ağırlıkla her yıl birkaç metre kayıyor, bu hareket serak çığlarına neden oluyor. Buzul üzerinde apartman büyüklüğündeki bu serak devlerinin sürekli hareketi yapıyı her yıl değiştiriyor. Toplam 7,5 saatlik yürüyüş sonunda 5200 metrede yer alan 2. kampa ulaşıyoruz.
27 Temmuz 2019
Sabah toplanırken Chapaeva yüzünden çok büyük bir çığ düşüyor, kampa ulaşmaya çalışan 3 dağcı çığın toz bulutu içinde kayboluyor. Kamptakiler kürekleri batonları kapıp adam kurtarma telaşına düşüyor, toz bulutu dağıldığında adamların çığdan etkilenmediği anlaşılıyor, şanslılar çığ çok büyüktü. O gün yaklaşık 3,5 saatlik rahat bir yürüyüşle 5850 metrede yer alan 3. kampa ulaşıyoruz. Kamp büyük bir buz duvarının kuytusunda fakat bu sene 6-7 çadırlık yer var. Bu yüzden bir saatten fazla çadır için yer açmaya uğraşıyorum.
28 Temmuz 2019
Esin ve ben 6400 metrede yer alan ve ancak 3 küçük çadırın sığabileceği 4. kamp alanına çıkmak üzere Abulfarz, Bahar ve genç İranlı ile birlikte yola çıkıyoruz. Özgür 3. kampta kalmayı tercih ediyor. Toplam 6 saatlik bir teknik tırmanış sonunda 4. kampa ulaşıyoruz. Biz çadır taşımıyoruz ve bir hafta önce Abulfarz’ın Azeri bir tanıdığının getirdiğini bildiğimiz RedFox çadırı kuruyoruz. (Sonradan rehberlere ait olduğunu öğrendiğimiz bu çadırda 2 gece kalıyoruz ve bunun karşılığında ana kamp müdürü bizden 120 dolar alıyor) Khan Tengri kuzey yüzünden tam 20 cm uzaktayız ve çadırın yanından kuzey Inylchek buzuluna inen duvar 2400 m yüksekliğinde. Manzara müthiş ama atılan her adım dikkat istiyor. Zira bizden bir hafta kadar sonra bu noktadan güneye düşen Karadağlı bir dağcı 1100m aşağı kadar düşüyor. Gece hava çok sert, bütün gece sert rüzgar sesiyle uyumaya çalışıyoruz.
29 Temmuz 2019
İranlılar aklimatize oldukları için zirveye tırmanmak üzere 06.30 gibi gün aydınlandığında yola çıkıyorlar. Biz Esin’le tüm gün çadırda yatıyoruz, gece rüzgar uyutmadı. Öğlen 15.00 gibi İranlılar mutlu bir şekilde kampa dönüyorlar. Hafif yağışlı ve 35km kadar rüzgarın olduğu bu sert havada iyi bir zamanlama.
30 Temmuz 2019
Sabah saat 07.00’de kapalı ve hafif rüzgarlı bir havada inişe başlıyoruz. Tamamen sekizli ile yapılan inişten bahsediyorum. 650 metre ip inişi eldivenleri epeyce hırpalıyor. 2 saat kadar sonra 3. kamptayız. Özgür, 2 yıl öncesinde Komunizm ve Korjenevskaya tırmanışlarında tanıdığımız Mustafa ile bizi karşılıyor. Kuşadası’ndan Karkara’ya 80 günde bisikletiyle gelmiş, oradan da 4000 m ana kampına bir hafta yürümüş. Helikoptere sadece 150 dolar eşyaları için ödemiş. Khan Tengri’ye çıkmak üzere buradaymış. Kampı toplayıp inişe geçiyoruz, 2. kampa vardığımızda yoğun kar yağışı başlıyor. Çığ riskli alandan geçmek üzere oyalanmadan yola devam ediyoruz. Toplam 3,5 saatte 3. kamptan 1. kampa iniyoruz. Orada kurulu olan Mustafa’nın çadırında 1,5 saat dinlenip bir şeyler yedikten sonra 3 saatlik bir yürüyüşle 18.30’da ana kampa ulaşıyoruz. Neredeyse 12 saat sürdü 6400 metreden 4000 metre ana kampa, neyse yaşasın yemek!!!
31 Temmuz 2019
Ana kamp sefası! Hava çok güzel bütün ıslak eşyaları açıp kurutuyoruz, tamir edilecekleri tamir ediyoruz. Bir haftanın sonunda banyo yapıyoruz, yaşasın temizlik! Öğlen yediğimiz güzel yemek sonrası İranlı tırmanıcılarla taş hangi elimde gibi bir oyun oynuyoruz, çok eğleniyor herkes. 7000’lerde en çok gördüklerimiz İranlı ve Rus tırmanıcılar, İran’da dağcılık milli spor Ruslar içinse buralar eski SSCB toprakları. İranlılardan Pobeda’ya tırmanmak isteyen tek kişi Abulfarz, bizimle tırmanmak istiyor. 2 hafta içinde 2 defa Khan Tengri’ye tırmandı, güçlü biri bizim ekibe de güç katacağı için seve seve kabul ettik. Boyu 194cm oldukça ince atletik bir yapıda, 40 yaşlarında ve çok hızlı, Azeri olduğu için de anlaşmak çok kolay.
1 Ağustos 2019
Biraz aylaklıktan sonra Pobeda tırmanış planı uyarınca götüreceğimiz teknik malzeme, çadır, 12 günlük yemek vs. paylaşımlarımızı yaptık. Abulfarz'ın arkadaşı Azim'den aldığı bilgiye göre Mountain Forecast internet sitesi 7 günlük çok iyi bir hava penceresini göstermekte. Bu güzel havayı kaçırmamak üzere yola çıkışı bir gün erkene alıyoruz.
2 Ağustos 2019
4 kişi, heyecanlı bir şekilde kahvaltı yaptıktan sonra saat 10.30 gibi yola çıktık. Moren (buzul taşı) üzerinde yaptığımız bir saatlik yürüyüş sonunda buzula girdik ve kramponlarla devam ettik. Buzul tepeleri, dereler ve çatlakları atlayarak çoğunluğu işaretlenmiş rotayı 4,5 saatte tamamladık. 1. kamp 4350 metrede küçük bir buzul göleti yanında, dolayısıyla su var. Esin ve Özgür bir çadırda , Abulfarz ve ben bir çadırda kalıyoruz. Üçümüz olsaydık çadırı ben taşıyacaktım o yüzden çadır hep benim sırtımda. Tuvalet için yer ararken belime kadar buzul çatlağına düşüyorum.
3 Ağustos 2019
Güzel bir sabaha uyanıyoruz, kahvaltı sonrası 07.00 gibi toplanıp yola çıkıyoruz. 1 saat buzulda yürüdükten sonra yarım saat kadar sağ tarafa dik bir çıkışla DickyPass denen geçide varıyoruz. Yaklaşık 70-80 derece eğimli ve 2 ip boyundaki bu cam buz yüzey jumar yardımıyla çıkılıyor ve 1 saate yakın sürüyor. Tepede balkon yapmış serak kütleleri son derece tedirgin edici, bunlardan sakınmak için erken geçmekte fayda var. Sonrasında yine bir sürü buzul çatlağı arasında labirent gibi bir rotada S’ler çizerek bir platoya çıkılıyor, burası çok sıcak. 6 saatin sonunda plato üzerinde 5000 metreye 2. kampı kuruyoruz. Bizi geçen 2 Rus neden 5200'e kamp kurmadığımızı soruyor, balçık karda tırmanmak istemiyoruz. 7 kişilik Estonya ekibi geçiyor önümüzden, bitap düşmüşler. Öğlen sıcağında buzul platosu kızartma tavası gibi canlarını almış, yine de 1 saaten fazla debelenip üste çıkıyorlar.
4 Ağustos 2019
Sabah 04.00 gibi uyanıp kahvaltı ve toparlanma sonrası 06.00’da yola çıkıyoruz. Estonyalıların yanına sert karda 20dk’da çıkıyoruz, dün garipler ne uğraştılar ama. Bazı pasajları 60 derece eğimi bulan rotada karda tırmanarak 5800 metre civarında kayalara geçiyoruz. Her yanı eski püskü iplere jumar yapmak mümkün değil, ip artıklarına güvenmeden çıkıyoruz. 6100'e geldiğimizde kamp kuracak alan olmadığını görüyoruz. Çok yorgunuz 1100 metreyi 10 saatte çıkmışız. Mecburen 45 derece eğimli yüzeyi kürek yardımıyla düzleyerek 2 çadırlık yeri 1,5 saate açıyoruz. Rotadan inenler yukardaki iplerin çok daha kötü olduğunu söylüyorlar.
5 Ağustos 2019
Yine çok iyi bir havaya uyanıyoruz, toplanıp çıkmamız 09.00’u buluyor. Tamamen yıpranmış ve kullanılmayacak iplere kah jumar kah el yardımı tutunup asla güvenmeden ağır sırt çantalarımızla 6400 metredeki plaketlerin çakılı olduğu kampı geçerek 6500 civarında kamp kurmamız 5 saatimizi alıyor.
6 Ağustos 2019
Rutine döndü sabah açık ve çok soğuk havada uyan sıcak tulumdan çık (bu zaten doğum gibi), ocağı yak, kar erit, çay yap, kahvaltı yap, çantayı topla, elini ayağını dondurmadan çadırı topla, kemeri giy, kramponları tak, ağır çantayı sırtlan (ilk başta 25kg kadar) ve tırman. O gün de aynı rutinle 07.00 gibi yola çıkıyoruz zira güneş ancak ısıtıyor. Kayalıkları bitirip bir 100m daha çıktıktan sonra vardığımız sırt 6900m irtifada. Sırtın Çin tarafına geçip 250m kadar Pobeda yönüne yürüdükten sonra geniş alana çadırlarımızı kuruyoruz. Aslında çok rüzgar alacak bir alan ama hava durumuna güveniyoruz.Buradan Pobeda yakın ve alçak görünüyor ama alıştığımız kütle algısının çok dışında ve ona yaklaşmak için 7000m’de 4,5km bir travers yapmamız gerekiyor. Burası sert havada tam bir cehennem, dönüşte bunu anlayacağız.
7 Ağustos 2019
Güzel havada başlayan ve 5 saat süren travers Obelisk denen kayaya 250m mesafede geniş kamp alanında bitiyor. Çadırın birini 5.kampta bıraktık, Özgür’ün yazlık Salewa Sierra Leone Pro III çadırı 3 kişilik olsa da 2 gece için dördümüze yeterli. 7000’lerde hava seyreldiği için kaliteli ve derin uyku hayal bir de çadır dar olunca sabah bi türlü gelmiyor. Abulfarz 194cm boyla şikayet etmiyorsa ben ağzımı açamam. 4 saat kadar uykuya razı oluyorum.
8 Ağustos 2019
Vee büyük gün! Sabah 04.00 gibi o sıcak tulumdan çıkmak tam bir eziyet, 4 kişilik puzzle feci kilitlenmiş. Toparlanıp 06.00 gibi yola çıkıyoruz. Bizden yarım saat öndeki 2 kişilik Rus ekibi iz açmış, kar derin değil ama bu bile nimet. Olmasalar izi biz açmak zorundayız. Uyanık Estonyalılar her gün olduğu gibi bir saat arkamızdan çıkıp bizim izleri kullanıyorlar, 4 kişi kalmış zirveye çıkan. Obelisk’in yanından dik bir çıkış sonrası sola geçip kayaların üstüne çıkıyoruz. Geniş sırt hattından devam edip 250m kadar devam eden 40 derece eğimli kılçık hattı geçmek sinirleri geriyor zira kılçığın her iki yanı 3000m kadar boşluk. Eskiden kalan ip parçaları göze çarpıyor, keşke ip olsa! Sert rüzgarda tam bir ölüm tuzağı olur bu nokta. Sonrasında pek de zor olmayan ama “tepenin arkası tepe” rotasının sonunda hiç gösterişli olmayan bir kaya üstünde duruyorsun ama doğu tarafında senden yüksek bir yamaç var. Zirvenin havasını alan ama durduğun kaya zirve kabul ediliyor. 6 saatin sonunda 7439m’deyiz. Fotoğraflar videolar falan darken 20dk oyalanıyoruz. Abulfarz benden epeyce once geldiği halde zirve taşına çıkmamış beni beklemiş, bana yol verdi. İranlılar saygıya çok önem veriyor. Bu arada bu zirve taşının fotoğrafta belli bir açıdan görülmesi ve GPS yükseklik ekranı ile sizin aynı karede fotoğrafınızın olmasını tavsiye ediyorlar. Öbür türlü ıspatlamak zormuş, tuhaf bi zirve. Neyse Ruslar ve Estonyalılar olduğu için öyle bir sıkıntı yok. Dönüşte bir 20 dk kadar inince Esin’le karşılaşıyoruz, az kalmış beni kutluyor. Estonyalıları ve en son Özgür’ü görüyorum yaklaşık 1 saati var zirveye, suyumu paylaşıyorum. Kılçıklardan inerken çok daha tedirgin edici oluyor aşağı bakarak inmek, o yüzden bazen down climbing ile devam etmek daha rahat oluyor. 3 saatte sorunsuz şekilde iniyoruz. 2 saat sonra Esin ondan 1 saat sonra da Özgür dönüyor çadıra, yorgun ve mutluyuz. Bu tırmanışla Abulfarz da kar leoparı ünvanına hak kazanmış oldu. Vayy be dağcılıkta 30. yılımda Snejniy Bars olmak varmış.
9 Ağustos 2019
Sabah yine 4 kişilik puzzle’ı çözmek zaman alıyor. Şiddetli rüzgarda yarım yamalak bir şeyler yiyip çadırı topluyoruz. Emniyet kemerinigiymişken, -20 derecelerde rüzgar etkisiyle daha bilmem kaç derece soğuk olurken insanın büyük tuvaleti gelir mi? Geliyor işte, cesaret şimdi lazım. Güzel havada geçtiğimiz o traverse tersine 45-50km rüzgar eserken yürümek tam bir eziyet. Giyebileceğim herşey üzerimde, en ufak açıklıktan giren rüzgar bıçak gibi kesiyor, yapacak bir şey yok yürü ve bitsin. 2 tane Coraspin aldım zira kanımın sulanması ayakları koruyacak. 4 saat sonra 5.kampta bıraktığımız çadırdayız. Kısa bir mola sonrası sert rüzgarda onu da toplayıp sırtın Kırgız tarafına geçiyoruz ve rüzgar eziyetinden kurtuluyoruz. 100m kadar inip kayaların başladığı yerde kamp kuruyoruz. 7000’lerde geçireceğimiz 5.gece.
10 Ağustos 2019
Tüm gece kar yağdı, aklımda aşağıda çığ riski olan ve bizim geçmek zorunda olduğumuz dik kar yüzeyleri var. Daha 6800m’deyiz ve inmemiz gereken 2800m irtifa var. Sabah uyandıktan sonra saat 06.00 gibi başlayan sert rüzgar kısa sürede fırtınaya döndü. Yaklaşık 65-70km hızla esen rüzgar geceden yağan karı kaldırıp çadırlara yüklüyor. 2 saatte çadırlar gömülüyor, biz de nöbetleşe çıkıp çadırları kürüyoruz. Fırtınada bizim çadıra gelen Çek kız çadırları parçalanırsa birer kişi bizim çadırlara gelmek için izin istiyor. Tamam diyoruz ama biz de botlarımız giyili ayaklarımızı karnımıza çekmiş zor sığıyoruz, kısmet artık. Bir ara hem kendi çadırımı hem Özgür’lerinkini temizliyorum ciğerlerim patlıyor. Çok hızlı yapmazsam rüzgar temizlediklerimi benden hızlı dolduruyor. Anakamp ile yaptığımız telsiz konuşmasında hiç bir bilgi vermedikleri gibi o fırtınada aşağı inin diye baskı yapıyorlar, bu Rusların iletişimi berbat. Saat 17.00 gibi fırtına diniyor, çıkıp çadırları kürüyoruz. Bu gün mücadeleyle geçti. Gece esen 25 km hızındaki rüzgarla 7000’lerde geçirdiğimiz 5. gecemizde uyku yalan oluyor.
11 Ağustos 2019
Sabah 04.30 gibi kalkıyoruz, hazır makarna-noodle yiyoruz, bu son yemeğimiz. Bugünkü amacımız 4000m anakampına inmek, Abulfarz önden yola çıkıyor. Çek ikilinin arkasından da ben. Esin ve Özgür sert rüzgarda kramponlarını bağlamakla uğraşıyorlar, rüzgar etkisiyle -40 kadar hissediliyor, bu kadar soğuk bir dağ görmedim. 3 saat kadar iniş yapıyorum, hatların yaklaşık yarısı rehberlerce yenilenmiş, bu iplerden inmek çok rahat. 5600m’deki 2-3 çadırlık kamp yerinde Özgürleri 2,5 saat kadar bekliyorum zira çok yavaşlar ve çadırları bende. En sonunda 2. kampa kadar inebileceklerini öğrenince çadırı 5100m civarındaki 2. Kampa bırakıp yola devam ediyorum. Yiyeceğim bitti, tulumum ıslak ve 10. Günde benim için tırmanış bitmiş olmalı. Orada üstümdekileri inceltip platoyu geçerek hızla DickyPass’ı iniyorum. Saat 15.30 gibi 1.kamptayım. Oradan da 3 saatlik bir yürüyüşle akşam yemeği öncesi anakampa varıyorum. 12 saat sürmüş sadece 1 litre su içtim, hiçbirşey yemedim çok yorgunum. Esin’le Özgür yarın gelecekler.
Bülent Çınar (Ağustos 2019)
İletişim: bulentcnr[et]yahoo[nokta]com