İSKENDER IĞDIR ROTASI - MADEN BOĞAZI / ALADAĞLAR
"İskender Iğdır ile ilgili bir şeyler yazacak son adam da ben gibiyim, ama çok yazılmadığı, bir şekilde kayıt altına alınmadığı için, adını güzel bir rotaya verelim, dağlarda da yaşasın istedik!"
Foto: İskender Iğdır (Kaynak: Belirsiz)
Uzun zamandır tekrardan Aladağlar Maden Boğazına uğramak, 2013 yazında Emre Ağabey(Altoparlak) ile yaptığımız bir keşif yürüyüşünde gözüme kestirdiğim muhtemel yeni rota hatlarını denemek istiyordum.
2014 yazında bir fırsat buldum, Emre Ağabey bu sefer gelemedi ama taze baba olan partnerim Mustafa (Yeşildal) bana eklendi ve beraberce kendimizi Maden Boğazına, Karagöl’ün hemen yanındaki kamp alanına attık.
Mustafa’nın linkteki yazıda [http://tirmanis.org/alpinizm/uzun-duvar/Aladaglar-Maden-Bogazinda-Yeni-Rotalar.html] detaylarının anlattığı gibi güzel bir faaliyet geçirdik. Oldukça keyifli, bol sohbetli ve üretken bir tırmanış haftası oldu bizim adımıza. Çok uzun olmayan ama çok keyifli yeni rotalar tırmandık.
Bunlardan bir tanesi de Karakule’nin hemen batısında kalan, Karagöl kamp alanında da çok net görülen yaklaşık 350-400 metrelik isimsiz duvarda yeni bir rota oldu.
Doğuya bakan bu duvarda yaptığımız detaylı ön incelemeden sonra Mustafa ile en asgari dayanım hattı olarak gördüğümüz rota çizgisinde bir deneme yapmaya karar veriyoruz.
31 Temmuz 2014 Perşembe günü sabah çok da erken olmayan bir saate tüm teknik tırmanış yükümüz ile yola koyuluyoruz. Kamptan henüz çok da uzaklaşmamışken güneş kremimizi unuttuğumuzu fark ediyoruz. Tırmanacak olduğumuz yüzün doğuya bakması, benimde kutup ayısından halli kıvamında beyaz ciltli bir adam olmam, kampa koşarak geri dönmemi ve kremi almama sebep oluyor. Mustafa’nın bu esnada kotardığı Nuri Bilge Ceylan tadında deneysel film çalışmasından sonra saat 7 gibi rotaya giriyoruz. Önce kolay yüzeylerde serbest yükseliyoruz. II III derece 30 metre. Sonrasında çürüklük biraz artınca ipe giriyoruz.
1. İp Boyu:
Rotanın girişi III, III+ 45 m. çürük yüzeylerden yükseliyoruz.
2. İp Boyu:
Rotanın kilidi ikinci ip boyunun başında, aslında tüm ip boyuna kilit diyebiliriz. Yüzeyin bu noktadaki yegâne geçiş hattı olan 3 paralel çatlak yapısından, ortada olana giriyoruz.
Negatif yüzeyden yükselip çatlağa girer girmez en sağdaki çatlak/bacaya geçilerek devam ediyor. Bu noktada kaya sağlam ve güzel ara emniyet noktaları veriyor.
Sonlara doğru kulvar benzeri bir yapı iyice off-width halini alıyor. Bu noktada özellikle sırtta çanta ile tırmanmak çok zor. Artçı gelirken Mustafa çantayı sırtımdan çıkarıp bel kolonuna, bacaklarının arasına asıyor ve o şekilde tırmanıyor.
Zorluk derecesi olarak VI dereceyi teklif ediyoruz.
3.İp Boyu:
Sonraki ip boyunda Mustafa devam ediyor. 60 metreyi tükettikten sonra istasyonu toparlayıp ben de devam ediyorum. Bu şekilde hareketli emniyetle (Running Belay) 80 metre devam ediyoruz. Sona doğru bir zorluğu olan ip boyu IV derece ve ip boyunun uzunluğu ise 80 metre.
4.ip Boyu:
4. ip boyunu ben devralıyorum. Hemen önümüzde üstteki kulvara gidişimizi engelleyen bir bariyer var. Önce sağdan sola yükseliyorum ve küçük bir göbek aşıyorum. IV Derece civarında.
Kulvara giriyorum. Sonrasında bir bacaya dönüşüyor. Bir ara bacaya sırtını verip, yüzümü Mustafa’ya dönerek devam ediyorum. Baca görece kolay ama ara emniyet almak zor. (IV + )
5. ip Boyu:
Yine ben devam ediyorum. Güzel ve görece kolay bir negatifi aşıyorum. Emniyet noktaları oldukça sağlam. Rotanın sonuna yaklaşıyoruz. (V / 55 m.)
6.ip Boyu:
Mustafa bu ipi devralıyor. Bu ip boyu da kısa ama güzel bir negatif ile (IV) başlıyor. Emniyet noktaları sağlamlar. Sonrasında bir çatlak sisteminden devam ediyor. Zorluğun arttığı bir yerde Mustafa bir yandaki çatlağa geçiş yapıyor. Bu hamle ip boyunun en zor yeri. (IV + , -V / 50 m.)
Sonrasında zirve sırtına ulaşıyoruz.
Zirve sırtı büyük bir plato, çok da güzel bir manzarası var. Çağal Yaylayı, Büyük ve Küçük Demirkazık Kuzey duvarını görüyor. Biraz keyif yapıp Beygirci Çukuru Tepeyi görmek üzere plato da yürüdük.
Sonra zirve sırtının kuzeyine doğru devam edip bir baba yığının yanında aşağı inmeye başladık. İniş boyunca solu takip ettik, sollu alçalıp teke izlerinden görece basit bir kulvar sistemi yüzeylerden Kara Kule’nin hemen karşına iniverdik. İndiğimiz zirvenin ismi yanılmıyorsam Kelkir Tepe.
Kampa vardıktan sonra bir sonraki günün planlarını yapmaya koyulduk hemen.
Rota bittiğinde, bu güzel hatta “İskender Iğdır” ismini verelim önerisini getiriyorum Mustafa’ya. Hemen kabul ediyor.
İskender Iğdır ile şahsen hiç tanışma şansım maalesef olmadı.
Dağcılığa başladığım Yıldız Teknik Üniversitesi Dağcılık Kulübündeki ilk senelerimde, şahit olduğum ilk dağ kazasıydı İskender’in Ağrı Dağı’ndaki kazası.
2000 senesinin kışıydı, İskender’in kazasının haberini aldığımızda, kulüpten yeni, eski birçok kişi arama kurtarma operasyonuna destek vermek amacıyla Ağrı’ya gitti ama geriye maalesef İskender’in ölüm haberi geldi.
Dağcılıkta ölümün soğukluğunu, gerçekliğini yeni yetme bir dağcı olarak ilk kez hissettiğim olaydı sanıyorum İskender'in ölümü.
Dediğim gibi, İskender’i şahsen hiç tanıyamadım ama bir sebeple İskender’i tanıyor gibiyim.
Aynı sıralarından geçtiğimiz Yıldız Teknik Üniversitesi dağcılık kulübünden sebep bir şekilde İskender’i tanıyor gibiyim.
Dağcılık hayatımın hemen başlarında tanıştığım, eğitim aldığım, yıllarca beraber tırmandığım birçok dostumun, "İskender" adını duyduğunda boğazlarında bir şeylerin düğümlendiğine defalarca şahit olduğum için İskender Iğdır'ı tanıyor gibiyim.
Çok sevdiğim bir dostumun, abimin, yeni doğan oğluna adını verecek kadar İskender’i sevmesinden sebep, İskender'i tanıyor, biliyor gibiyim.
İskender’in yakışıklı bir profil fotosu lazım diye e-posta yazdığımda, "Lan, İskender hep yakışıklıydı" diye papara yediğim abimden sebep İskender Iğdır'ı tanıyor gibiyim.
İskender Iğdır ile ilgili bir şeyler yazacak son adam da ben gibiyim, ama çok yazılmadığı, bir şekilde kayıt altına alınmadığı için, adını güzel bir rotaya verelim, dağlarda da yaşasın istedik!
Sevgili İskender, birgün birileri seninle ilgili dağ hikayeleri de yazacak, anlatacak diye merakla ve hevesle bekliyorum...
Aykut Türem
aykut.turem[at]tirmanis[nokta]org
Yazarın Notu: Yazıda İskender'in güzel dağ fotoğraflarını da yayınlamak istedim ancak sadece İsmail Can Dursun ve Hakan Öge'nin arşivinden karelere yer verebilldik. İkisine de ayrı ayrı teşekkür ederim.
Benim tanıdığım, ulaşabildiğim İskender'le beraber tırmanmış dağcı dostların çoğunun arşivlerinin analog ortamda bulunması(Ağırlıklı Dia) fotoğraf sayısını kısıtladı bir miktar.
Dilerim birgün birileri, İskender ile ilgili dağ anıları yazar ve güzel fotolar eşliğinde burada da paylaşırız.